KAYNAK EAYSAD AVUKATI SERAP DEMİR
ASANSÖR FİRMALARININ DENETİMİ VE UYGULAMADA Kİ İDARİ PARA CEZALARI
Asansör firmaları ürettikleri her yeni asansöre CE işaretini iliştirmek ve uygunluk beyanı vermek zorundadır.Yapılan işlemin uygunluğu ,yapılacak piyasa gözetimi ile gerçekleşecektir. 4703 sayılı Kanun ile belirlenen ürünlerin piyasaya arz koşulları “ilgili teknik düzenlemeye uygunluk” ve “güvenli olmak” şeklinde özetlenebilir. Diğer bir ifadeyle piyasada yer alacak tüm ürünler, Kanun metninde “yetkili kuruluşlar” olarak tanımlanan ilgili kamu kuruluşlarınca hazırlanan düzenlemelere uygun olmak ve güvenli olmak durumundadır. Bu husus, ilk defa 4703 sayılı Kanun ile birlikte tek bir çatı altında ve ortak prensipler çerçevesinde tüm ürünler için düzenlenmektedir.
4703 sayılı Kanun ile hukuki altyapısı kurulan ve ilgili kamu kuruluşlarınca uyumlaştırılarak yürürlüğe girecek olan AB teknik düzenlemelerinin büyük bölümünde uygunluk değerlendirme kuruluşu veya onaylanmış kuruluşa başvurma zorunluluğu getirilmektedir. Bu zorunluluk, ilgili kamu kuruluşları tarafından uyum çalışmaları tamamlandıkça ülkemiz üreticileri için de geçerli hale gelecektir. AB’nin bu yapılanması ile hedeflenen, piyasaya arz edilecek ürünlerin teknik düzenlemelere uygun olup olmadığının öncelikle bağımsız ve tarafsız olan bu kuruluşlarca denetlenmesini sağlamak ve piyasaya güvensiz ürün sunulması ihtimalini mümkün olduğunca en aza indirmektir. Bu Kanunun en önemli amacı, yerli ve ithal ürünler itibarıyla piyasaya arz edilen yeni, eski ve kullanılmış tüm ürünlerin güvenli olmasını sağlamak olduğu için, ilgili bir teknik düzenlemesi bulunmayan ürünlerin güvenliğini sağlamak konusunda dikkate alınacak hususlara da Kanunda yer verilmiştir.
4703 sayılı Kanun devletin yükümlülüklerini şu şekilde belirlemektedir;
1-Öncelikle ürün ile ilgili kamu kuruluşu, söz konusu sektörde üretim yapan üreticilerin, ürünün tüketiciler ve risk altındaki diğer varlıklar açısından azami güvenlik sağlayacak şekilde üretilmesi için uymaları gereken kuralları belirlemektedir.
2-Devletin ikinci yükümlülüğü, halihazırda uygulanmakta olan sistemde ya çok zayıf bir şekilde uygulanan, ya da hiç uygulanmayan ürünün piyasaya arzı öncesi denetiminin, üçüncü taraf uygunluk değerlendirmesi yöntemiyle ihdas edilmesi ve etkinliğinin artırılmasıdır. Aslında, getirilen yeni sistemin kilit noktası da budur. 4703 sayılı Kanunun olanaklı kıldığı sistem ile devlet, ürünün piyasaya arz edilmeden önce etkin bir şekilde denetimini üçüncü taraf değerlendirme kuruluşu olarak nitelendirilen uygunluk değerlendirme kuruluşları/onaylanmış kuruluşlar aracılığı ile yapabilecektir.
3-Nihayet devletin son yükümlülüğü, ürün piyasaya arz edildikten sonra yapacağı gözetim ve denetim faaliyetleridir. 4703 sayılı Kanunun mümkün kıldığı piyasaya arz öncesi denetim yetkisinin üreticiden ve tüketiciden bağımsız üçüncü taraf denetiminin getireceği rahatlama, ilgili kamu kuruluşlarının piyasaya arz sonrası gözetim ve denetim faaliyetlerinde, daha çok, riskli ürünler ve güvensiz ürüne rastlama sıklığının istatistiksel olarak daha belirgin olduğu ürünler veya sektörlere odaklanmasını sağlayacaktır. Böylece, tüketicilerimizin denetimden geçmemiş ürün kullanma ihtimali ortadan kalkacaktır.
4703 sayılı Kanun, piyasadaki diğer bir aktör olan üreticilerin hak ve yükümlülüklerini de şöyle belirlemiştir:
1-Üretici piyasaya mutlaka güvenli ürün arz etmek zorundadır. Ürünün güvenli olması için uyması gereken kuralların ilgili kamu kuruluşlarınca belirlenmesi zorunluluğu her ne kadar Çerçeve Kanun ile getiriliyor olsa da, devletin kural belirlemediği ürünleri üreten üreticilerin de güvenli ürün üretme yükümlülüğünün devam etmesi, Çerçeve Kanunun getirdiği en önemli yeniliklerden birisidir. Üreticilerin sorumluluğu tek bir şartla, devlet tarafından konulan kuralların bizatihi ürünün güvensizliğinin nedeni olması durumunda ortadan kalkmaktadır.
2-Üretici güvenli ürün üretirken, ilgili teknik mevzuat izin veriyorsa/zorunlu kılıyorsa üçüncü taraf değerlendirmesine tabi olmayı seçebilir ama ürün güvensizliğinin nihai sorumlusu, ürünün güvensizliği uygunluk değerlendirme işleminden kaynaklanıyor olsa da, üreticidir. Ancak, yanlış/eksik uygunluk değerlendirmesinden kaynaklanan güvensizlikten dolayı üreticinin mağdur olması durumunda, üreticinin zararını tazmin etme hakkı saklıdır.
3-Halihazırda uygulanmakta olan sistemin odak noktası olan mevzuata uygun üretim yapılmaması durumunda uygulanacak müeyyideler, 4703 sayılı Kanunda da düzenlenmiştir ancak, bu müeyyideler sistemin belkemiği değildir. Üreticinin cezalandırılması konusu 4703 sayılı Kanunda mevcut mevzuatta herhangi bir müeyyide öngörülmüyorsa devreye girmektedir.
4-Üreticilerin güvenli üretim yapmalarını zorlayacak ve tüketicilerin güvenliğini maksimize edecek en önemli unsur ise, güvensiz ürünün piyasaya arz sonrası gözetim ve denetim esnasında tespit edilmesi durumunda, ürünü satın almış ve kullanmakta olan tüketicilerin, ürünün taşıdığı güvensizlik unsurlarından haberdar edilmesi yükümlülüğünün üreticilere verilmesi, bu çerçevede üreticinin basın yayın organlarında güvensiz ürün ürettiğini ilan edecek olmasıdır. Bu durum, doğal olarak, üreticilerin ticari itibar kaybı riskini göze alamayacakları için üretim esnasında azami dikkati göstermelerine vesile olacaktır. Ayrıca, ilgili kamu kurumlarının denetimleri esnasında güvensiz bulunan ürünlerin piyasadan toplatılması, güvensizliklerinin giderilmesi ve gerekiyorsa imha edilecek olmaları da oldukça pahalı süreçler olduğu için, üreticinin teknik mevzuata uyum için azami dikkati göstermelerini sağlayacaktır.
Piyasadaki bir diğer aktör olan uygunluk değerlendirme kuruluşlarının yükümlülükleri de şöyle belirlenmiştir:
Uygunluk değerlendirme kuruluşları ilgili kamu kuruluşları tarafından belirlenecek kurallar çerçevesinde, kamu adına piyasaya arz öncesi denetim görevini üstleneceklerdir. Bu görevlerini ifa ederlerken, üretici ve tüketiciye eşit mesafede duracaklar ve ilgili kamu kuruluşu tarafından yetkilendirildikleri andaki teknik ve idari özelliklerini görev ifa ettikleri sürece muhafaza etmek zorunda kalacaklardır. Eğer uygunluk değerlendirme kuruluşları uygunluk değerlendirme faaliyetlerini kurallara uygun bir şekilde yerine getirmezlerse ilgili kamu otoritesi tarafından idari para cezasına çarptırılacaklar ve fiilin ağırlığına göre uygunluk değerlendirme faaliyetlerinden men edilmeleri söz konusu olabilecektir.
Asansör YÖNETMELİĞİ, Sanayi Ticaret Bakanlığı-Sanayi Genel Müdürlüğü sorumluluğundadır.
Sanayi Genel Müdürlüğü ise “Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından gerçekleştirilecek” Piyasa Denetimi ve Gözetimine ilişkin usul ve esaslar hakkındaki yönetmeliğe göre piyasa gözetim ve denetimini yapacak veya yaptıracaktır.Ancak karar verme yetkisi Bakanlıkta olacaktır. Bu denetim çalışmasının periyodik kontrollerle karıştırılmaması gerekir.Periyodik kontroller esas olarak bakımların güvenli yapılmasını ve asansörün güvenliğinin devam edip etmediğinin kontrolüdür.
Periyodik kontroller 4077 sayılı kanun ve buna bağlı uygulanma yönetmeliğine göre yapılır.Amaç firmaca verilen hizmetin kanunda belirtildiği gibi “güvenli hizmet” sağlayıp sağlamadığıdır.Piyasa gözetimi ve denetimi ise 4703 sayılı kanun yapılır. YANİ ÜRÜNÜN GÜVENLİ PİYASAYA ARZ EDİLİP EDİLMEDİĞİ KONTROL ETMEYİ AMAÇLAMIŞTIR.Bu kontrol Sanayi Ticaret Bakanlığı tarafından gerçekleştirilecek Piyasa Denetim ve Gözetimine ilişkin usul ve esaslar hakkındaki yönetmelik madde 6 da tarif edilmiştir.Kontrol madde 7 de tarif edildiği gibi başlar ve ilk olarak ürünün sahip olması gereken işareti ve belgeleri taşıyıp taşımadığının kontrolü yapılır.
Madde 7. Yetkili kuruluşlar, Türkiye de yerleşik olan test, muayene ve/veya belgelendirme kuruluşları arasından, uygun görecekleri sayıda kuruluşu, ilgili teknik düzenlemelerde ve/veya bu Kanun ve bu Kanunun uygulama usul ve esaslarına ilişkin yönetmeliklerde belirtilen esaslar çerçevesinde, bir veya birden fazla teknik düzenleme kapsamındaki uygunluk değerlendirme faaliyetlerini gerçekleştirmek üzere yetkilendirir. Yetkilendirilen test, muayene ve/veya belgelendirme kuruluşunun adı, adresi, uygunluk değerlendirmesi yapacağı modüller ile ürünler Komisyona bildirilir. Bu kuruluş, bu bilgiler ile Komisyon tarafından verilecek kimlik kayıt numarasının Resmî Gazetede yayımlanması ile onaylanmış kuruluş statüsünü elde eder. Uygunluk değerlendirme kuruluşları ilgili kamu kuruluşları tarafından belirlenecek kurallar çerçevesinde, kamu adına piyasaya arz öncesi denetim görevini üstleneceklerdir. Bu görevlerini ifa ederlerken, üretici ve tüketiciye eşit mesafede duracaklar ve ilgili kamu kuruluşu tarafından yetkilendirildikleri andaki teknik ve idari özelliklerini görev ifa ettikleri sürece muhafaza etmek zorunda kalacaklardır.
-Eğer uygunluk değerlendirme kuruluşları uygunluk değerlendirme faaliyetlerini kurallara uygun bir şekilde yerine getirmezlerse ilgili kamu otoritesi tarafından idari para cezasına çarptırılacaklar ve fiilin ağırlığına göre uygunluk değerlendirme faaliyetlerinden men edilmeleri söz konusu olabilecektir.
-Üretici güvenli ürün üretirken, ilgili teknik mevzuat izin veriyorsa/zorunlu kılıyorsa üçüncü taraf değerlendirmesine tabi olmayı seçebilir ama ürün güvensizliğinin nihai sorumlusu, ürünün güvensizliği uygunluk değerlendirme işleminden kaynaklanıyor olsa da, üreticidir. Ancak, yanlış/eksik uygunluk değerlendirmesinden kaynaklanan güvensizlikten dolayı üreticinin mağdur olması durumunda, üreticinin zararını tazmin etme hakkı saklıdır.
-Üreticilerin güvenli üretim yapmalarını zorlayacak ve tüketicilerin güvenliğini maksimize edecek en önemli unsur ise, güvensiz ürünün piyasaya arz sonrası gözetim ve denetim esnasında tespit edilmesi durumunda, ürünü satın almış ve kullanmakta olan tüketicilerin, ürünün taşıdığı güvensizlik unsurlarından haberdar edilmesi yükümlülüğünün üreticilere verilmesi, bu çerçevede üreticinin basın yayın organlarında güvensiz ürün ürettiğini ilan edecek olmasıdır. Bu durum, doğal olarak, üreticilerin ticari itibar kaybı riskini göze alamayacakları için üretim esnasında azami dikkati göstermelerine vesile olacaktır. Ayrıca, ilgili kamu kurumlarının denetimleri esnasında güvensiz bulunan ürünlerin piyasadan toplatılması, güvensizliklerinin giderilmesi ve gerekiyorsa imha edilecek olmaları da oldukça pahalı süreçler olduğu için, üreticinin teknik mevzuata uyum için azami dikkati göstermelerini sağlayacaktır. Ürün ilgili teknik düzenlemeye uygunluğu belgelenmiş olsa dahi güvenli olmadığına karar verilmiş ise ürünün piyasaya arzı geçici süre durdurulur 11.madde de deki masrafları üretici tarafından karşılanmak üzere yetkili kuruluş aşağıdaki önlemleri alır.
Ürünün piyasaya arzının yasaklanması, toplatılması ve bertarafı:
Madde 11-İlgili teknik düzenlemeye uygunluğu belgelenmiş olsa dahi, bir ürünün güvenli olmadığına dair kesin belirtilerin bulunması halinde, bu ürünün piyasaya arzı, kontrol yapılıncaya kadar yetkili kuruluşça geçici olarak durdurulur.Kontrol sonucunda ürünün güvenli olmadığının tespit edilmesi halinde, masrafları üretici tarafından karşılanmak üzere, yetkili kuruluş;
1- Ürünün piyasaya arzının yasaklanmasını,
2- Piyasaya arz edilmiş olan ürünlerin piyasadan toplanmasını,
3- Ürünlerin, güvenli hale getirilmesinin imkansız olduğu durumlarda, taşıdıkları risklere göre kısmen ya da tamamen bertaraf edilmesini, 4- (a), (b) ve (c) bentlerinde belirtilen önlemler hakkında gerekli bilgilerin, masrafları üreticiden karşılanmak üzere, ülke genelinde dağıtımı yapılan iki gazete ile ülke genelinde yayın yapan iki televizyon kanalında ilanı suretiyle, risk altındaki kişilere duyurulmasını sağlar. Ceza hükümleri ise aynı kanunun 12 maddesinde düzenlenmiş olup ceza zamanaşımı ise madde 13 de uygulama olanağı bulmuştur
Denetici ,ürünün teknik düzenlemesine uygun olup olmadığını tespit etmek amacıyla, öncelikle ürünün teknik düzenlemede ilgili işaretleri taşıyıp taşımadığına bakar. (İşaret ve belge eksikliği için 2.000 +5.000-7.000 YTL ) Ürün Güvenliği 11.madde kontrol edilir.Ürün güvensizliğine karar verilirse masrafları üreticiye ait olmak üzere ürün güvenli hale getirilmesi,toplatılması ve imhası gerçekleştirildikten sonra Güvenli almadığı tespit edilen ürünün aynı zamanda ilgili teknik düzenlemesine de uygun olmadığı durumlarda kanunun 12. maddesi birinci fıkra a. ve b. bentlerine göre 35.000.YTL. tutarına kadar idari para cezaları uygulanır. 8. madde güvenli olmayan ürüne uygulanacak ürüne cezaları tanımlamıştır.Bütün ilgili teknik düzenlemeye uyulmuş olması,ürün güvensizliği durumunda firmayı ceza sarfından kurtarmamaktadır. Buda firmanın CE belgesine sahip olması ile güvenli ürünü pazara sunmasının aynı şey olmadığını belirtmektedir. İlgili teknik düzenlemeye uygunluğu belirlenmiş olmakla birlikte güvenli olmadığı tespit edilen ürünler ile ilgili teknik düzenlemesi bulunmayan 11 ürünlerden güvenli olmadığı tespit edilenler hakkında üreticiye 4073 Sayılı kanunun 12 maddesinin birinci fıkra b.bendi 23.672.00YTL.idari para cezası uygulanır. Yönetmelik maddeleri 7. ve 8. madde de belirttiği gibi cezalar ciddi boyutta amme alacağı olarak belirtilmiştir. Cezaya itiraz cezanın işlemesini durdurmamaktadır.Bu durumda belgelerden çok yapılacak üretimin güvenli olması şartı görülmektedir.Firmanın belgeli olması ve CE işareti ile verilmesi gereken belgeleri tamamlamış olması firmaya ancak cüzi bir indirim sağlamaktadır. Birinci fıkrada belirtilen idari para cezaları, fiilin bir yıl içinde tekrarı halinde, her tekrar için iki katı olarak uygulanır.
Bu Kanunda öngörülen idari para cezalarını, 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2. maddesi hükümleri uyarınca her yıl artırılarak hesaplanacak ceza miktarını esas alarak, %100’e kadar artırmaya veya %50 nispetinde azaltmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir. Bu Kanundaki idari para cezaları, aynı fiil için diğer Kanunlarda idari para cezası öngörülmediği takdirde uygulanır.
Cezalarda yetki ve zamanaşımı
 Madde 13-Bu Kanunda geçen idari para cezaları, yetkili kuruluşlar tarafından verilir ve tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde vergi dairelerine veya mal müdürlüklerine ödenir. Bu idari para cezalarına karşı, tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine itiraz edilebilir. İtiraz, verilen idari para cezasının yerine getirilmesini durdurmaz. Bu Kanuna göre verilen idari para cezaları hakkında, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uygulanır. Bu Kanunda düzenlenen idari para cezalarına ilişkin zamanaşımı süresi, ihlalin vuku bulduğu tarihten itibaren beş yıl, yetkili kuruluşça ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıldır. Üreticilerin, dağıtıcıların, uygunluk değerlendirme kuruluşlarının veya onaylanmış kuruluşların faaliyetlerinin kontrolü ve denetimi amacıyla herhangi bir işlem başlatılması halinde zamanaşımı süresi kesilir İdari para cezaları fiilen 1 yıl içinde tekrarı halinde her tekrar için 2 katı uygulanmaktadır. Bu sebeplerle Asansör firmaları CE uygunluk işareti iliştirmiş olmakla, sorumluluktan kurtulamamakta 35.000.- YTL ye yakın idari para cezalarını ödeme durumunda kalırken bu para amme alacakları tahsili hükümlerince tahsil edildiğinden aynı cezaya faizlerde birikmekte yasal ve idari yönden daha dikkatli ürünlerini üretip güvenliğini denetlemek zorundadırlar.
KAYNAK EAYSAD AVUKATI SERAP DEMİR